Posts Tagged ‘denemeler’

h1

5.

Eylül 29, 2008

yaptım demek ayrı
yapmalı demek ayrı
yaptım dersek örneklik ifade ederiz
yapmalı dersek bir sorumluluktan bahsederiz
yapmalı derken yaptığınızı değil yapmak istediğinizi kastedersiniz ama
tabiki samimiyet ayrı bir şey
o zaten olmassa
insanlığımız tehlikeye düşer
gönülde ne varsa elde de o oluyor

 

 

Pozitif veya negatif kavramlarından ziyade
bence olduğu gibi görme kavramlarını kullanmamız bizim için daha faydalı
olacağını düşünüyorum
olduğu gibi görebilirsek değerlendirebilirsek
daha anlamlı yaklaşabiliriz olaylara

“bir doğru öbür yanlışa götürmemeli” bu kuraldır
işte burda objektif bakabilmek ;olgun olmakla eş değer
zaten zannımca objektif olmak olgun olmak demek
teselli etmek bence arabaya benzin koymak gibibenzin bitti mi,yine kalırsınama gerçekleri olduğu gibi değerlendirmekbize anlamlı bir bakış sağlayacaktır

peygamberimizin bir duası var

“Allahım bana eşyayı olduğu gibi göster”
olduğu gibi bakabilirsek her şeye o zaman anlamlandırma sürecimiz daha
sağlıklı işleyecektir

 

 

 

 

insan tabiatında

zor olan kolaya evriliyor/kolay olan zor olana evriliyor

insan an da yaşar

an bilinçi bir olgu olmalı insan için
geçmiş ve geleceği değerlendiren insan anı algılar ve yaşar
bu bir bağımlılık değil, değerlendiriştir
işte burda hayata baktığımız parametreler önemli

geçmiş ve gelecek anı öldürüyorsa burada hayata ölü bir bakış var demektir
çünki asıl hayat “an” dır

yaşama haksızlık, varoluşunuza saygısızlık etmemek gerekiyor

öz nedir?
özü bilmeyen bir insan nasıl özgür olabilir
özünü-gürleştirebilir

kafamızdaki düşünme ölçüleri yanlış
ölçüler yanlış olunca haliyle ölçümlerde yanlış oluyor
bundan dolayı iyi irdelemek gerekiyor
düşünürken kullandığımız veriler malzemeler ne kadar sağlıklı

bu çok önemli bir olgu

altın terazisiyle şeker çekemeyiz
şeker terazisiyle de altın tartamayız

 

 

 

Hayat boş
amaç ve insan ile anlam kazanıyor, zenginleşiyor
burda amacı sorgulayıp insan ile paylaşmak gerekiyor
eylem var felsefe yok
bu insan değil
önce felsefe
sonra eylem
bir insanı aç yerde kıvranırken düşünebiliyorum
normal ;açtır kıvranıyordur
ama bir insanı felsefesiz düşünemiyorum

yani eylem insan demek değil
insan öncelikle felsefe demek
sonra eylem diye düşünüyorum
bu anlamda
amaç kavramı karşımıza çıkıyor
bunu iyi sorgulamalıyız
amaç ne?
öncelikle bunu aşmak gerekiyor

yaşamam için bir sebebim olmalı
amacım olmalı
yaşama sebebim beni eyleme yönlendirmeli
türk insanı eylemi çok seviyor

yapacak bir şeyler
ama niçin?
bu soru algılaması zayıf
veya biraz daha deşifre edelim
insan nedir?
bunu tanımlamak gerekiyor
sonuçta insanız
kendimize ait bir tanımımız olmalı ki
genel tanımlar önemli değil
birey olarak yaşıyoruz kendimizi
önemli olan sizin kendi tanımlarınız
yoksa bir toplum değil,sürü olurduk
toplumu, geneli bireyler oluşturur
ve bir mozaik çıkar ortaya
zenginlikte paylaşımda bu mozaiktedir

 

 

 

Önemli olan parçaları bütünde ait oldukları yere koymak
ve mesele;
ne sadece parçayı ne de sadece bütünü algılamak
mesele parçaları bütünde ait oldukları yerlerine koymaya çalışmak
insanın en ciddi sorumluluğu da bu olsa gerek

 

 

 

Önce Işık tanımlanmalı
sonra ışın yayımladığı aydınlık

 

 

Bakışı diri tutabilmek gerekiyor
abartmadan, acı edebiyatına yatmadan
zorluğu zırvalığa dönüştürmeden

 

 

özneyiz biz
bu “özne” “olmak”tan sorumluyuz

 

 

 

askede de vardı bir arkadaşım
tam bir acı küpü
sanki acı fışkırıyor her yerinden
bende acı sandığı çıbanlarını patlattım
ne varsa aktı bir müddet
sonra rahatladı kendimi seviyorum demeye başladı

 

 

insanın kendi ayakları üzerinde durması ,kendini sevme felsefesi
hayata insanlar ile değil değerler ile bağlanması anlamında ulaşmaya
çalıştığı kişilik önemli

h1

4

Eylül 29, 2008

paket yaşamlar sunuluyor
bak herkes bunu yapıyor
sende yap
şu ünlü şöyle yapmış
şöyle bir yaşam sürüyormuş
bana ne

ama düşünme melekelerinin yitirildiği bir ortam
dayatılan bir model var türk insanın önünde

modern bir dayatmalar var
bak bir çok kadınla beraber olursan farklı olur,değişik olur
veya bugün kafayı demleyelim
fransız şarabı içelim
yani önümüze bir yaşam konuluyor değerlerimize aykırı bir yaşam:
ama önemli değil
herkes inandığı gibi yaşar sonuçta

 

düşünmemiz gerekiyor
rabbimizin bizimle olan ilk diyoluğu:
 ”ikra”
düşün diyor
insan olmak düşünmekle  başlıyor
eylemi var felsefesi yok

 bu insan olamaz

 

 

işte sorunumuzda bu bakışta
genelde şaşı bakıyoruz hayata
Allah sizi sevmiş,size değer vermiş varoluşa getirmiş
siz kendinize bu değeri vermelisiniz
bu değeri vermesseniz
birilerinin değer vermesini beklersiniz

bakın bir insan değersizse
ve siz ona değer veriyorsanız
değerleri karıştırıyorsunuz demek

değeri yoksa siz değer versenizde değerlenmez
burda küçümseme anlamında söylemiyorum
biz insanlığa en çok değeri veren
bir dinin mensuplarıyız
biri kendi değersizliğini ortaya koymuş ise bu sizi değersizleştirmemeli:

ama birilerinin değeri bizi değersizleştiriyorsa kendi değerimizde bir sorun var demektir
sorun karşı da değil
kendimiz de

farkında olmak:
ayırdına varmak

 

 

varoluşu hayatı yaşamı
neye bağlamalıyız

?
işte iman burda başlıyor
eğer Allah’a değilde diğer varlıklara bağlarsak
işte bu bağladığımız düğümler bizi boğuyor
bazen bir musibet bin nasihattan yeğmiş

 

şunu anlamıyorum

“onsuz yaşayamam”
ya sen onsuz yaşamıyorsan zaten yaşamıyorsundur
zaten senin hayatın “o” dur
sen yoksundur

farkında olmakla insan olmak aslında eşdeğer:
diğer varlıklar farkında olmuyor

öyle insanlar tanıyorum
sanki sabahı olmayacak mış gibi
hayatı değerlendiriyorlar
ama sabah oluyor
çünki varoluşun gereği bu
siz diyorsunuz şimdi herşeyi sende çok basitleştirdin:
yaşanan yoğunluklar basit değildir kesinlikle ama bu gerçekleri de
abartmadığımız anlamına gelmiyor
ama şu da bir gerçek
eğer biz kendimizi geliştirdikçe
hayal dünyamız daha bir genişliyor

“kim nefsini temizlerse kurtuluşa ermiştir” diyor ayette
yani biz nefsimizi aklımızı kalbimizi çarpık anlayışlardan hasletlerden
temizledikçe  dar dünyamız genişliyor 

 

 

sevmemiz gerekiyor insanı
bizim öğretimiz böyle
insanı gerçekten sevmemiz gerekiyor
ama kalbimiz o kadar katılaşmış ki
kaç kişiyi gerçekten sevebiliyoruz?:
sevmek deyince

genelde

karşı cinsler arası ülfet gelmemeli
sevgi bir varoluştur
ama bizim çorak kalblerimiz galiba çok müsait değil buna
biz öyle sınırlandırmışız ki herşeyi
herşeyi belli kalıplara hapsetmişin

h1

3.

Eylül 29, 2008

 

İnsan duygusal olarak akla aykırı bir konumda olabiliyor
aklı ile duyguları uyum zorluğu yaşayabiliyor
esasen bu uyum zorluğu tabiatımızda var
önemli olan kendimizi anlamlandırmak
belli gerilimler arasında yaşıyoruz
NASIL sorusuna cevap vermek için ASIL nedir?
bunu iyi cevaplandırmak gerekiyor
 
sürekli aynı halde kalamıyoruz
sürekli neşeli veya hüzünlü olamıyoruz

sürekli karamsar veya sürekli umutvar

 

 

Gençlik hız demektir
karmaşa demektir
delilikten bir şubedir gençlik
hızı kesemessiniz
sorunda buradadır zaten
her şey çok yoğun yaşanır
kendimize  karamsar bir kişilik çıkartmamız hata

ve duygularımıza yenilmemiz demek olur

müzik dinlemek çok kolaydır
damardan bir şarkı vermek
beyni dumura uğratmak
aklı iptal etmek çok kolay ve zevklidir
ama önemli olan aklı elde tutmaktır
aklı ve kalbi elimize almaktır
ne duyarsız bir hayvan gibi
ne kendini koyuna çeviren bir mantık gibi
insan olabilmek mesele

hepsini herbirimiz yaşıyoruz ve yaşayacağız
bunu benimsemek;benim-sevmek gerekiyor
umut,karamsarlık,korku,hüzün,neşe her zaman için olacak
robot değiliz, insanız

mutluluk bir hoşnut olma hali değil midir?
yoksa bir ömür boyu mutluluk,

sürekli maksimum neşeli olma tabiatımıza ters
mutluluk dediğiniz hadise
insanların gerilimleri yaşamaması değildir
kiminle konuşursanız konuşun
her insan bireyinin kendine göre
kullanılan tabirle sorunları, sıkıntıları vardır

herkes kendi içinde fırtınalar yaşar
şimdi burda demek istediğim
sorunları kendi özelimizde tekelleştirmemek
yani genel düşünmeye çalışmak

nasıl’ı asıl‘la çözmeye çalışmak

insan ölüme kadar bir  formatla yaşar
işte bunun için asıllarla düşünmek gerekiyor
yoksa ölçülerimiz yanlış  olur ve
yanlış ölçümler yaparız
insan için değişmeyen bir şey yoktur
mutluluk denilen hadise değişmemekse kim mutlu?
sürekli aynı halde kalmak ise
sürekli aynı yoğunlukları yaşayabilmek ise
kim mutlu olabilir ki?

Kimse

 

Genel bir çerceve  çizmeye çalışıyorum
her zaman bu çerceve sizin karşınıza çıkacak
Ve kendi fotoğrafınızı çekeceksiniz insan çercevesinin içinde

 

insanı;kendi tabiatımızı içselleştirmemiz gerekiyor diye düşünüyorum
insanı içselleştirdiğimiz benimsediğimiz ,benim-sevdiğimiz an
benliğimizi,kişiliğimizi geliştirme imkanına daha hızlı

kavuşacağız diye düşünüyorum

gelişmek istiyorsak aslında kendi bencilliğimizi önlemek,
kendimizi önemsememek gerekiyor belki de

h1

2.

Eylül 29, 2008

iyi ve kötü olmak
neye göre nasıl?
bir süreç midir acaba insanda
gelecek gündeminiz nedir
yarına ait kaygınız ve beklentiniz

 

yarın olmaz ise bugünde olmaz

ve geçmiş te anlamsızlaşır

 

 

insan kendine sürekli içerden bakınca:
bir noktandan sonra
bakışı körelebiliyor
bir göz hastalığına yakalanabiliyor
yakını görmede zorlanıyor buğulaşıyor bakış
içerden ve dışardan
beraber bakmak gerekiyor anlamlı bir bütüne ulaşmak için

 

 


gerilimli bir yapısı var  insanın
gerilimi/sinir uçlarına fazla dokunmamak gerekiyor

insan sınırlı sürelerle ikame ettirini hayatını
yani bu değişmez bir yasadır
iyi olma ve kötü olma mutlak değildir

bu sürekli değişen ve dönüşen bir yapı seyreder

 

insan kendini bırakmadığı sürece insanı hiç bir şey tam anlamıyla bırakmaz:
ama insan zedelenebilir
geçer, deler de geçer
ama insan kendini onare edebilecek yapıda
istemek önemli burda
neyi istediğimize soru işareti koymak
ve anlamlandırmak soru işaretini

 

bunun içindesiniz ama dışına çıkmaya zorluyorsunuz:
bu paylaşıma dönüşmesi gereken yaşanılası bir alan

ve temelinde sevinç olması gerekiyor
yıpranmak çoğu zaman gereksiz birer hikayeye dönüşüyor içimizde

 


değişim insan için yararlı oluyor
mekanı değiştirmek arada faydalı oluyor

ama yine fayda nazarından bakmamak lazım
doğal düşünmek ve doğal olmak gerekiyor
hangi nazardan bakarsak onu bekliyoruz
bu bekleyişte normal bakışımızı köreltebiliyor
şu bir gerçek insan herzaman ‘ol’uyor
her an bir oluş halindeyiz
aldığımız her nefes ile kendimizi yapıyoruz

 

insan kendini cam gibi göremez
bu yetkinliğe sahip değiliz:
hele bizim gibi kirlenmenin yüksek dozda olduğu bir çağda
bu imkansız
burda önemli olan yakınlaşmaktır
tatmin noktası yoktur insan için
tatmin olabilmek olgusu yok:
bunun farkında olmak gerekiyor diye düşünüyorum

 

aslında insan;arayan demek

adem kökü itibari ile yokluk anlamına geldiği gibi
insan eksik olduğu için
arıyor süreki
bu dünyadaki yolculuğu da bir arayış seferi olarak adlandırabiliriz
ve bir türlü tam olamıyor
/olmayacakta

 

 

 

gözlerim sadece çoğu zaman
bekletirim düşüncelerimi, duygusal yoğunluklarımı
demlenmesini beklerim konuşmak anlamlandırmak için
kendim adına iyi bir yöntem olduğunu düşünüyorum
çünkü halin içinden değerlendirme yapmak
insanın ateşi ile eritebiliyor doğruları
şarteli yukarıya çekmek lazım
trafolar bu görevi görür
trafolar olmaza bütün
elektirik sistemleri patlar
normal gerilim yüksektir
trofalar bunu uygun hale getirerek dağıtım yapar
aklımız düşüncelerimiz için kalbimiz de duygusal yoğunluğumuz için trafo
görevi görüyor
bunları kullanmak lazım
futursuzca dağıtmamak lazım elektiriktiği

 

sorun’u yok etmeye çalışan bir insan aslında kendini yok etmek istiyor
demektir
çünkü sorun bitmez değişir
ama insanlar ne istiyor biliyormusun
insanlar tanrı olmak istiyor
mutlak olmak istiyor
sınırsız olmak istiyor
engelsiz/sorunsuz olmak istiyor
ama insan fani bir kul olduğunu kabullenmek istemiyor

 

h1

5.

Eylül 29, 2008

‘olma’ ya çalışmak
hem de ‘iyi’ için

iyi olmak için çalışmak…

 

ne yapmalı sorusu
ne yapmalı/

ne yapabiliyorsak onu yapmalı

 

herkes her şey kendine yontuyor bu normal
herkes kendi gözüyle görüyor

 

insanlar cimri davranıyorlar bu zenginliği paylaşmıyorlar

bencil davranıyorlar

hep benim mantığından yaklaşarak

koca bir evreni daralta daralta

ufak bir oda gibi yapıyorlar

isteklerimizin neliği nasıllığı

 

mesele ahlaki duyarlılıklarının zayıf olmasında:
mesela
Allahu alem diyememelerinde
mesela şımarmalarında
kendi akıllarını putlaştırmalarında

 

insanın kendisini anlamlandırması için ilgilenmesi gerekiyor
aslında ilgilenmekten öte bizzat yaşaması gerekiyor

 

doluya koyacaksınız almayacak
boşa koyacaksınız dolmayacak
bu böyle hepimiz yaşadık

 

gayret etmek/kul olmak ile eşdeğer

farkına varabildiğimiz kadar farkında olduğumuz kadar insanız aslında

 

kendini kandırma
kendinle oynama

kendinden kaçma

hayatımızı
zehir etmekte
vezir etmekte kendi elimizde

 

görsele takılıyoruz

sonra da şaşı bakıyoruz her şeye

 

boşluğunla

oynuyorsun

 

varoluş ;hayattır;insandır

 

h1

İnsan psikolojisi üzerine denemeler 1

Temmuz 4, 2006

 

 

İnsan psikolojisi her şeyden önce zihinsel bir süreç.Psikolojik hastalıklar aslında halk diliyle tabir edilen biçimde “hastalık hastası olma” hali diyebiliriz.Öncelikle kendimizle ilgili teşhislerde bulunurken insanın tabiatını iyi tanımalıyız.Nasıl yeni bir makine , alet her neyse aldığımızda öncelikle kullanmasını öğrenirsek , öğrenmeden kullandığımız zaman bozacağımızın farkında isek,kendimizi de kullanmadan önce -ki insan kendini kendini yapan ve kullanan bir varlıktır- kendimizi tanımalı, öğrenmeliyiz.Ama insan makine değildir ki her şey teoride ki gibi uygulansın.Dünya da ne kadar insan var ise o kadar alem var.Her insan bireyi ayrı bir dünya-okunması gereken-.Yine de benzer özelliklerimizde çok fazla diyebiliriz.Her insan sever ,üzülür ,düşünür,korkar, kıskanır, bencilleşir…..

 

 Her birey olarak bizde insan tabiatına sahip olduğumuza göre insanın tabiatını tanımalıyız. İnsan tabiatı gereği gerilimlere örülü  ve dualist -ikili -bir yapıya sahip.İnsan benliğinde çatışma yaşayan bir varlıktır.Bunu kabul etmeliyiz bir insan bireyi olarak.Çatışmasız insan olmaz.Çatışma zaten insanda vardır,diğer varlıklar bunu yaşamaz.Eğer bunu kabul edersek,benimsersek bir çok sorunumuzu ‘sorunsallaştırma’yacağız.İçinden çıkılmaz gibi görüp sorunlarımızla aramızda duvar örmeyeceğiz.Sorun demek İnsan demek.Sorumsuz insan olabilir ama sorunsuz insan olmaz.Zaten sorumsuzlukta bir sorundur.İnsanda sorun bitmez sadece değişir.

 

İşte önemli olan kendimizin, tabiatımızın farkında olarak ,deve kuşu gibi kafamızı benliğimize gömüp kendimizden başka sanki kimse sorun yaşamıyormuş gibi bakmadan her insan teki olarak bizde sorunlarımıza müdahale etmeye çalışmalıyız.Zaten psikolojik problemler abartıdan öte bir şey değildir.İnsan bir şeyi pire iken deve yapar.Aslında piredir ama o deve olduğunu zannederek deve haline getirir.Ama insan olduğumuz için de bu kaçınılmaz; ‘Abartı’ var tabiatımızda.Önemli olan bu tabiatımızı görüp abartmamaya çalışmak, her şeye olduğu gibi bakmaya çalışmak.

 

İşte buradan da şu sonuç çıkarılabilir; İnsan olarak eğitilebilir varlıklar olduğumuz.İnsan olarak kendi kişiliğimizi eğitme şansına sahibiz.Sivri yönlerimizi törpüleyebiliriz, eğri yönlerimizi doğrultabiliriz ,çarpık bakışlarımızı düzeltebilir,aşırı ve gereksiz yoğunlaşmalarımızı azaltabiliriz.Tabi burada eğitim derken sadece örgün eğitimden bahsetmiyorum.Kişiliğimize katkı sağlayabilecek her çabadan bahsediyorum.Aslında şu doğru değil; insanın sorunlarını kategorize ederken psikolojik sorunlar aslında normal insanlarda olmayan sorunlardanmış gibi görmek.Bu doğru bir bakış açısı değil.Her insan bireyinin psikolojisi olduğuna göre psikolojik sorunlar olarak insana ayrı bir başlık açmaya gerek yok.Çünkü insan bir bütündür her şeyiyle.Parçalamak çok doğru değil.Bütünü görmeden ,değerlendirmeden direkt parçaya müdahale etmeye çalışmak başım ağrıyor diye başı toptan kesmeye benzer.Oysa ağrının sebebi tek değildir.Bir çok etken olabilir.Genel anlamda çok ileri ,uç ,çok şiddetli sorunlar olmadıktan sonra her insan bireyi kendi sorunlarını kendi aşabilir diye düşünüyorum.Ki sorun olarak kabul edilen bir çok olguyu da çok normal diyebileceğimiz her insanın psikolojisinden geçen- kimisi dillendirir kimisi dillendirmez – normal olgular olarak görüyorum. saygılarımla…